ES TV'de konuşan Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce şu ifadeleri kullandı;

"Nadir elementler konusunda pek nadir olmayan bir tartışma örneği izliyoruz yine. Her zamanki gibi konu siyasallaştı. Bir an hakikaten ben geçen haftaki açıklamaları görünce yönetilmek istenen algıya şaşırdım. Sanki yeni bir dava açılmış, işte tam da bu konu bu kadar gündemdeyken engellemek için bir dava açılmış gibi bir hava estirildi.

2021 yılında ÇED olumlu kararı çıkıyor bakanlık tarafından. Nadir toprak elementlerinin çıkarılış yöntemi ve bunun çevre etki değerleme raporunun nasıl olacağı şeklinde olumlu kararı çıkıyor. Biz de olumlu kararına karşı itirazlarımızı ve dava hakkımızı kullanıyoruz. 2022 yılında dava sonuçlanıyor. Danıştay'da onamasıyla beraber kesinleşiyor, yani bir yıllık bir süreçte. Yürütmeyi durdurma kararı da olmadığı için süreç başından itibaren işliyor zaten. Yani bu davanın... şunu demek istiyorum: ellerinden tutan mı var? Buyursunlar bunu nasıl çıkaracaklarsa, nasıl yapacaklarsa, hayatımıza nasıl bir an önce getireceklerse getirsinler. Ellerini tutan yok, süreç işledi zaten. Engellenmiş bir şey yok, zaten maden de çalışıyor şu anda bildiğim kadarıyla. Zaten madende bir pilot tesis kurdular orada biliyorsunuz. O tesis çalışıyor.

Bizim oradaki itirazımızı da doğru anlatmak lazım. Biz bir kere Büyükşehir Belediyesi olarak Eskişehir'de çıkarılacak tüm madenlerle ilgili çalışan uzman bir ekibimiz var. ÇED raporlarını değerlendiriyorlar. Biz çevreye olan hassasiyetimiz ve gelecek nesillere olan borcumuz nedeniyle konuları ayrıntılı inceleyip itirazlarımızı yapıyoruz, gerekirse dava açıyoruz. Buradaki açtığımız davada dikkat ederseniz daha çok buradaki çıkarılacak elementlerin radyoaktif olanların nasıl bertaraf edileceğine ilişkin sürecin yeterince aydınlatılmaması, su kaynakları ile ilgili konular ve ekolojik sisteme zarar verip vermeyeceği konularında süreçle ilgili ÇED'deki eksikliklerle ilgili. Dolayısıyla burada sanki yeni bir dava açılmış da biz bunu engellemişiz, orayı kapatmışız, mühür vurmuşuz gibi garip bir algı yönetilmek istendi.

Ama bu konu aslında siyasetin çok üstünde bir konu. Nadir elementler konusu biliyorsunuz kısaca NTA olarak adlandırılıyor. NTA'ların konusu sadece bizim ülkemizin değil, dünyanın konusu. Biliyorsunuz en büyük rezerv Çin'de. Çin uzunca zamandır bu konuyla ilgili çalışıyor ve uğraşıyor. Biz de ilk beş ülkeden bir tanesiyiz nadir toprak elementlerinin bulunduğu. Eskişehir de bu noktada çok önemli illerimizden bir tanesi, Beylikova-Sivrihisar arasındaki noktada biliyorsunuz. Bunun savunma sanayiinden yeşil sanayiye, yapay zekadan pek çok kullanım alanı var. Dolayısıyla aslında baktığınızda bire bin veren bir maden gibi.

Genel Başkanımız Özgür Özel'in de bahsettiği gibi, hatta ilk imzayı da attığı gibi, bir önerge veriliyor, bir teklif veriliyor Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne. Buradan da istenen şey şu, çok doğru anlamak lazım konuyu: Asla maden çıkarılmasın, engel olalım gibi bir şey değil. Bunun hammadde olarak satılmasına karşı çıktıklarını belirtiyorlar ve diyorlar ki, bunu çevreye zarar vermeyecek şekilde çıkarılsın. Bununla ilgili herhangi bir itiraz yok ve deniyor ki, bunu işleme, çıkarma ve buradaki bütün yöntemlerin de devlet eliyle yürütülmesi gerektiğinden, milli olmasından bahsediyorlar ve buna ilişkin de bir teklif verdiler. Doğru yaklaşım da budur.

Biz bu süreçte söylemeye çalıştığımız şey şu, ÇED'e itirazımızda da benzer bir şey söylüyoruz: Burada doğru bir planlama yapılsın, önceliğimiz bu ve mutlaka da çevreyle uyumlu yürütülsün. Bir üçüncüsünü de şimdi söylemek istiyorum: Süreç şeffaf paylaşılsın. Bizim Eskişehir'de yaşayan vatandaşlar olarak ve benim de Büyükşehir Belediye Başkanı olarak, vatandaş olarak, Eskişehir'de yaşayan bir hemşehriniz olarak bu sürecin şeffaf paylaşılmasını istiyorum. Orada kurulan pilot tesis ne yaptı bugüne kadar, ne gibi çalışmalar yaptı, bundan sonra bu süreç nasıl yürütülecek? Mesela dendi ki, bunun satılması gibi bir durum söz konusu değil, bu iddialar yersiz dendi. Biz mutlu olduk, umuyoruz ki böyledir. Ama biz bu süreci şeffaf şekilde halkımızla paylaşılsın. Halkımız da bu süreci, çünkü geleceğimizi çok ilgilendiren bir konu. Sadece bize emanet değil, gelecek kuşakların da hayatını etkileyecek, ekonomiye çok katkı sunacak. Bu süreci şeffaf olarak bilmek istiyoruz. Konu bundan ibarettir."