Evinde kedi besleyen herkesin aklını zaman zaman kurcalayan bir soru vardır: “Ya kedi kılı yutarsam?”
Hele de sofrada bir tüy havada süzülürken ya da kucağımızdaki minik dostu severken ağzımıza kaçarsa… Birçoğumuzun içi bir anda daralır. “Ya akciğerime yapışırsa, ya karaciğerime giderse?” diye düşünürüz.
Öncelikle içimizi rahatlatacak bir şey söyleyeyim: Bilimsel olarak, kedi kılının akciğere ya da karaciğere ulaşması mümkün değildir.
İnsan sindirim sistemi, bu tip yabancı maddeleri bertaraf etmede oldukça etkilidir. Kedi kılı ağza girdikten sonra genellikle tükürükle mideye kadar iner, mide asidiyle parçalanır ya da olduğu gibi bağırsaklardan geçip dışkı yoluyla vücuttan atılır.
Bazı kişiler “tüy akciğere kaçar” endişesi taşır, ama bu anatomik olarak neredeyse imkânsızdır. Çünkü nefes borusu ile yemek borusu ayrı yollardır; yutulan tüy solunum sistemine değil, sindirim sistemine gider. Yani akciğere değil, mideye ulaşır.
Peki risk hiç mi yok?
Asıl dikkat edilmesi gereken nokta hijyendir. Parazit mücadelesi yapılmamış kedilerin tüylerinin üzerinde Echinococcus granulosus adlı parazitin yumurtaları bulunabilir. Bu yumurtalar insanın bağırsaklarına ulaştığında açılır ve buradan iç organlara geçerek kist oluşumuna yol açabilir. Bu da zamanla organ fonksiyonlarında bozulmalara neden olabilir.
Çözümü ise son derece basittir: Kedi dostlarımızı düzenli olarak veteriner kliniklerine götürüp her 2 buçuk ayda bir parazit uygulamalarını yaptırmak, bu riski tamamen ortadan kaldırır.
Kısacası, bir kedi kılı yutmak sizi hasta etmez; ama dostunuzun parazit korumasını aksatmak gereksiz risk yaratır. Unutmayın, kedinizin sevgisi kılından çok daha bulaşıcıdır.