Hepimiz bir yakınımıza, dostumuza ya da aile bireyimize destek olmak isteriz. Bazen bu destek “kefil olmak” şeklinde karşımıza çıkar.
O an için masum görünen bir imza, ileride hayatımızı oldukça zorlayabilir. Peki, daha önce kefil olduğumuz bir borçtan yasal olarak kurtulmamız mümkün mü?
Öncelikle şunu bilmek gerekir: Kefillik, ciddi bir hukuki taahhüttür. “Ben sadece yardımcı oldum” demek ne yazık ki yasal bir savunma değildir. Kefil, borçlu borcunu ödemezse alacaklının kapısını çalabileceği ikinci kişidir. Bu nedenle kefil olurken imzanın anlamı iyi kavranmalıdır.
Ancak bazı durumlarda kefil, gerçekten de bu yükten kurtulabilir. Örneğin, asıl borç sözleşmesinde sonradan yapılan değişiklikler, kefilin onayı olmadan yapılmışsa, kefil bu değişikliklerden sorumlu tutulamaz. Diyelim ki siz, bir arkadaşınızın 100.000 TL’lik kredisinde kefil oldunuz. Banka, daha sonra borç miktarını ya da vade koşullarını sizin imzanız olmadan değiştirdi. İşte bu durumda, yargı kararları çoğunlukla kefili korur. Çünkü kefalet, imzalandığı andaki şartlarla geçerlidir.
Bir başka önemli nokta da süreli kefaletlerdir. Eğer kefalet sözleşmenizde belirli bir süre yer alıyorsa, bu sürenin sonunda borç ödenmemişse artık sorumluluğunuz sona erer. Ancak süresiz kefil olduysanız, işiniz biraz daha zordur; borç tamamen ödenene kadar sorumluluk devam edebilir.
Kefil olmak “bir imza atıp unutmak” değildir. Ama eğer borç sözleşmesinde değişiklik yapılmışsa, süre dolmuşsa ya da kefalet koşulları ihlal edilmişse, hukuken kurtulma ihtimaliniz vardır.
Kefil olmayı düşünüyorsanız, önce bir hukukçuya danışın. Çünkü bazen bir imza, yıllarca süren bir pişmanlığa dönüşebilir.