İcra hukuku, alacaklının alacağını tahsil edebilmesi amacıyla icra takibi başlatması suretiyle önemli bir uygulama alanı oluşturur. Ancak, özellikle senet icrasında teminat konusuna ilişkin uygulamada ortaya çıkan sorunlar, hem usul hem de maddi hukuki değerlendirmeleri gerektirmektedir.

Burada tartışılan özel durum, şirketin asıl borçlu olmaması hâlinde, zorla ve baskı ile elde edilen senet temelinde başlatılan icra takibinin durdurulması ile 15 günlük teminat koyma yükümlülüğünün nasıl çözüme kavuşturulacağıdır. Bu makalede, konuya ilişkin hukuki çerçeve, mevcut yargı uygulamaları ve çözüm önerileri ele alınacaktır.

Senet, alacaklının borçluya karşı doğrudan icra takibi başlatabilmesini sağlayan kıymetli bir belgedir. Türk Medeni Kanunu, Borçlar Hukuku ve İcra ve İflas Kanunu çerçevesinde senet icrası, özellikle belge üzerinde yer alan ifadelere ve usulüne uygunluk koşullarına bağlıdır. Ancak, senedin edinilme şekli (örneğin zorla ve baskı ile elde edilmesi) senedin geçerliliğini ve icra takibine konu olmasını etkileyebilecek unsurlar arasında yer alır.

İcra takibinin devamı için, mahkemeler tarafından borçlunun ya da üçüncü kişinin teminat koyması gerekebilmektedir. Özellikle itiraz konusu durumlarda, icranın durdurulması için 15 günlük süre içinde teminatın temin edilmesi, uygulamada önemli bir yer tutar. Bu süre zarfında teminatın konulması, icra takibinin devamının sağlanması veya ileri aşamada açılacak olan iptal davasının sonuçlarının beklenmesi açısından kritik bir rol oynamaktadır.

Bir şirketin, asıl borçlu olmaması ve senedin zorla veya baskı yoluyla elde edilmesi durumunda, senedin usulsüzlüğü ve maddi hataların bulunması söz konusu olabilir. Bu husus, senedin geçerliliğine ve dolayısıyla icra takibinin hukuka uygunluğuna doğrudan etki eder.

Zorla ve baskı altında alınan senet, taraflar arasındaki gerçek hukuki ilişkinin dışına çıkarak, alacaklının kötü niyetli işlemler gerçekleştirdiğinin göstergesi olabilir.

Böyle bir durumda, icra mahkemesi, senedin ediniliş şeklinin adil ve şeffaf olup olmadığını sorgulayarak, icra takibinin durdurulmasına ilişkin karar verebilir.

Borçlu veya ilgililer, icra takibine karşı aşağıdaki yollarla itiraz edebilir:

Borçlunun icra takibine itiraz ederek, senedin geçersizliğini veya usulsüzlüğünü ileri sürmesi mümkündür.

Senedin zorla veya baskı ile alınmış olduğunun tespiti halinde, borçlu veya üçüncü kişi iptal davası açabilir.

Özellikle teminat konusundaki sorunların çözülmesi için mahkemeden icranın geçici olarak durdurulması istenebilir. Bu kapsamda, senedin ediniliş usulsüzlüğü, 15 günlük teminat süresi içerisinde gerekli teminatın temin edilememesi gibi nedenler öne sürülebilir.

15 günlük süre, icra hukukunda teminat koyma yükümlülüğünün yerine getirilmesi için verilen kısa bir süredir. Şirketin borçlu olmadığı yönünde güçlü deliller mevcutsa, bu sürenin uzatılması ya da teminatın değerlendirilmesi sürecinin yeniden ele alınması talep edilebilir.

İcra takibine itiraz eden taraf, teminatın temin edilememesi halinde, 15 günlük sürenin yeniden değerlendirilmesi için mahkemeye başvurabilir

Senedin ediniliş usulsüzlüğü nedeniyle açılmış olan icra takibinin durdurulması için geçici karar alınması, teminat konusundaki belirsizlik giderilene kadar takibin askıya alınmasını sağlayabilir.

Yargı kararlarında, senedin ediniliş şekline ilişkin usulsüzlük iddialarının titizlikle incelendiği ve teminat konusundaki sürelerin, ilgili somut olayın özelliklerine göre esnetilebileceği görülmektedir. Mahkemeler, özellikle borçlunun veya üçüncü kişinin, senedin zorla veya baskı altında elde edildiğine dair kuvvetli deliller sunması halinde, icra takibinin durdurulmasına ilişkin kararlar vermiştir. Bu bağlamda:

İlgili tarafların, senedin ediniliş biçiminin hukuka aykırı olduğuna dair tespitleri destekleyen belgeler, tanık ifadeleri ve ekspertiz raporları önem arz eder.

15 günlük süre içerisinde teminatın temin edilememesi durumunda, mahkemelerin esnek davranarak, somut durumun gerektirdiği şekilde süre uzatımı veya teminatın kabul edilebilir alternatiflerinin değerlendirilmesi söz konusu olabilmektedir.

Şirketin asıl borçlu olmadığı durumlarda, zorla ve baskı ile alınan senet temelinde açılan icra takibinin durdurulması hususu, hem usul hem de maddi hukuk açısından titizlikle incelenmesi gereken bir konudur. İcra takibine karşı;

Senedin edinilişindeki usulsüzlüklerin, delillerle desteklenerek icra takibine itiraz edilmesi veya iptal davası açılması gerekmektedir.

Teminat meselesindeki belirsizlik giderilene kadar, icra takibinin geçici olarak durdurulması talep edilebilir.

15 günlük teminat koyma süresinin, somut olayın özelliklerine göre uzatılması yönünde başvurular yapılmalıdır.

Senedin zorla ve baskı ile alındığına dair kanıtların eksiksiz sunulması, yargı kararının lehine sonuçlanmasını sağlayacaktır.

Bu çerçevede, icra hukukunda senet icrasına ilişkin teminat konusunun, tarafların hukuki konumlarının ve somut olayın özelliklerinin göz önünde bulundurulmasıyla, esnek ve adil bir şekilde çözülmesi mümkündür. Hukuk pratiğinde, usulsüzlük iddialarının ciddiyetle değerlendirilmesi ve teminat süresi gibi usul maddelerinin somut adaletin sağlanmasına hizmet edecek şekilde yorumlanması gerekmektedir.