Eskişehirspor A.Ş. olmalı mı? Türkiye liglerinde malum 3 İstanbul takımı ve bunların dışında 7-8 takım daha şirketleşmiş durumda. Avrupa’da ise hâlâ dernek statüsünde olan futbol kulüpleri var.
“Şirketleşen futbol kulüpleri başarılı mı?” derseniz, Türkiye'dekilerin bir kısmı başarısız. Ama yine de şirketleşme, dernek statüsüne göre tercih edilmesi gereken bir durum.
Anonim şirket olunca Ticaret Hukuku geçerli oluyor. Bu da dernekler hukukuna göre hareket serbestliği anlamında daha avantajlı. Şirket, ticaret yapabiliyor; hatta futbol dışında alanlara bile girebiliyor. Mali disiplin açısından denetimi daha sağlam. Yöneticiler profesyonel oluyor. Denetimli bir kuruluş olduğu için, bankalar açısından kredibilitesi daha yüksek, sponsorlar için daha güvenilir oluyor.
Dernek statüsünde olan futbol kulüplerinin başkanları ve yönetim kurulları gönüllülük esasına göre oluştuğu için; antrenör seçimi, futbolcu transferi ve her türlü harcama, kişilerin inisiyatifine bağlı olarak yapılıyor. Yapılan yanlışların sonucunda ise hesap verme gibi bir sorumluluk doğmuyor. İşte Eskişehirspor’un düştüğü durum tam da bu.
Şu anda Eskişehirspor’un kime ne kadar borcu olduğu bile belli değil. Kimse de bunu net olarak bilmiyor. “500 milyon borç var” deniyor ama bir bakıyorsunuz, 15 yıl önce gelen ve geldiği gibi giden bir futbolcunun 1 milyon dolar alacağı ortaya çıkıyor. İşlemlerin çoğu usulsüz yapılmış. Hiç unutmuyorum, bir dönem masanın üzerinde tomarla paralar vardı. Birilerine verilmişti.
Başkanlar iyi niyetli olabilir ama bu yeterli değil. Bir an önce Eskişehirspor A.Ş. kurulmalı ve kulüp profesyonelce yönetilmeli. Artık kimse ayak dirememeli. “Borçlar ödensin, ondan sonra şirketleşelim” deniyor. Oysa borçluyken de şirket kurulabilir.
Şirket hisselerini iş insanlarımız, esnaflarımız, taraftarlarımız alır ve gelir getirici kaynaklara yönelerek ticaret yapılır. Borçlar da ödenir, güzel bir takım oluşturulur. Eskişehirspor yeniden başarıdan başarıya koşar.