Madenlerimizin çıkarılması, kullanılması, mamul hale getirilmeden hammadde olarak satışı ve ortaya çıkan sonuçları; yıllardır tartıştığımız, ekonomik, siyasal ve sosyal olarak sonuçlarını yaşadığımız uzun bir süreçtir.
Kaynakları itibarıyla, yeraltı ve yerüstü zenginlikleri bakımından dünyanın en zengin coğrafyalarından birinde yaşıyoruz desek hiç de abartı olmaz.
Altın, boraks, çinko, bakır, demir ve sayabileceğimiz birçok yeraltı zenginliğinin ekonomimize katkısı, geldiğimiz noktada hep tartışılır olmuştur. Buna petrol ve doğalgaz rezervlerini de eklersek ülkemizin hali daha net gözler önüne serilir. Özellikle son dönemde “nadir toprak elementleri” ve ön plana çıkarılmasa da “Toryum madeni”nin varlığı, bizi yönetenlerden ve madenlerle ilgili karar verici siyasi iradeden çok, yabancı ülkeleri ve emperyalist maden tekellerini daha fazla ilgilendirmektedir.
Burada ortaya çıkan tablo şu soruyu sormamıza neden olmaktadır: Üzerinde yaşayan halka ait olan bu kıymetli madenler, neden ülkenin daha zengin hale gelmesi için çıkarılıp işlenmez? Neden tüm bu zenginliklere rağmen ülke insanlarının büyük bölümü yoksulluk ve açlık sınırının altında yaşamaktadır? Akaryakıt ve doğalgaz fiyatları neden bu kadar yüksektir?
Nedenlerini hepimiz çok iyi biliyoruz. Elbette nadir toprak elementleri çok büyük bir ekonomik zenginlik içeriyor. Yeni nesil teknoloji açısından son derece önemli bir maden ve dünyada rezerv bakımından 5. büyük rezerve sahip olduğumuz tespit edilmiş durumda. Sürekli dış ticaret açığı veren, milyarlarca dolar borcu olan, madenleri yıllardır yabancı tekeller tarafından yağmalanan bir ülke olarak “tam bağımsızlık”tan söz edemeyiz.
Kendi kaynaklarımızı, ekonomik gelişmemiz ve gelir dağılımında adaleti sağlamak için; dünyadaki teknolojik gelişim açısından çok kıymetli olan nadir toprak elementlerini mutlaka mamul hale getirecek teknolojik bir altyapıyı kurmamız gerekiyor.
Önemli bir enerji madeni olan toryum ve nadir toprak elementlerini ülkemizin geleceği için değerlendirmek, “tam bağımsız bir Türkiye” anlayışıyla mümkündür. Bu konuda toplumsal duruş ve sahiplenme de çok önemlidir.
Bugüne kadar madenler konusundaki uygulamalar ve kaynakların yağmalanması yerine, madenlerin kamu tarafından ve kamu yararı gözetilerek çıkarılması gerekir. Aksi halde, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ülkeye ciddi bir ekonomik katkı sağlamaz.
Emperyalist sömürünün yıllardır bizi getirdiği ekonomik tablo ortadadır. Ders çıkaralım; başta nadir toprak elementleri olmak üzere tüm madenlerimizi kamu eliyle değerlendirelim. Tam bağımsızlığın ve ekonomik kalkınmanın yolu buradan geçiyor. Dilerim uyarılarımız dikkate alınır.