Gün içinde onlarca şey düşünüyoruz, plan yapıyoruz, öğreniyoruz… Ama bazen odaklanmak zorlaşıyor, unuttuğumuz şeyler çoğalıyor.
Bunun nedeni sadece yorgunluk değil; beynimizin doğru besinleri alamaması da olabilir. Hafızayı diri tutmak için nasıl beslendiğimiz, düşündüğümüzden çok daha önemli.
Beyin, tıpkı bir kas gibi, neyle beslendiğine göre güçlenir ya da zayıflar. Bu yüzden zihnimizi canlı tutmak istiyorsak, tabağımıza da biraz özen göstermeliyiz.
Listenin başında balık var. Özellikle somon, sardalya ve uskumru gibi yağlı balıklar, beyin için gerekli olan omega-3 yağ asitleri açısından çok zengindir. Bu yağlar sinir hücreleri arasındaki iletişimi hızlandırır, hafızayı korur. Haftada iki kez balık tüketmek, hem kalp hem zihin sağlığına yatırım demektir.
Semizotu, balık sevmeyenler için mükemmel bir alternatiftir. Bitkisel omega-3 deposu olmasının yanı sıra C vitamini, demir ve magnezyum açısından da zengindir. Sinir sistemini destekler, beyne enerji sağlar. Zeytinyağlı bir semizotu salatası, yaz aylarının en hafif ama en faydalı seçimlerinden biridir.
Ceviz ve badem, sağlıklı yağlar ve E vitaminiyle doludur. Düzenli tüketildiklerinde unutkanlığı azaltır, beyin yaşlanmasını geciktirir. Günde bir avuç kadar tüketmek yeterlidir.
Yeşil yapraklı sebzeler de beyin için adeta doğal bir koruyucudur. Ispanak, brokoli ve marul, içerdikleri folik asit ve antioksidanlarla sinir sistemini destekler. Bu besinler zihinsel yorgunluğu azaltır ve hafızayı güçlendirir.
Günün temposuna ayak uydurmak için bir fincan yeşil çay da iyi bir tercihtir. İçeriğindeki antioksidanlar, beyin hücrelerini serbest radikallere karşı korur.
Ve en sade ama en etkili destek: su. Susuz kalan bir beden kadar, susuz kalan bir beyin de yavaşlar. Yeterli su tüketimi, hafızanın en doğal dostudur.
Unutmayalım; güçlü bir hafıza tesadüf değil, bilinçli bir tercihtir. Soframızdaki her lokma, zihnimizin berraklığına giden küçük ama etkili bir adımdır.
 
             
             
             
             
             
             
            