Sonbahar geldiğinde yalnızca doğa değil, bedenimiz de yavaş yavaş değişmeye başlar. Havanın serinlemesiyle birlikte metabolizmamız biraz daha yavaşlar, hareketimiz azalır, canımız daha çok tatlı ister.
İşte bu dönem, bağışıklığımızı güçlü tutmanın, vücudumuzu yeni mevsime hazırlamanın tam zamanıdır. Doğru beslenme, hem enerjimizi korur hem de hastalıklardan uzak kalmamıza yardımcı olur.
Sonbahar sofralarında antioksidan kaynaklarına mutlaka yer vermeliyiz. Çünkü antioksidanlar, hücrelerimizi zararlı maddelerden korur, yaşlanmayı geciktirir, bağışıklık sistemini güçlendirir. A vitamini bakımından zengin havuç, brokoli, domates, kayısı ve yumurta; C vitamini kaynağı olan portakal, kivi, maydanoz, yeşil biber ve kuşburnu çayı bu dönemin olmazsa olmazlarıdır. E vitamini ise bitkisel yağlarda, avokadoda ve yağlı tohumlarda bulunur. Ayrıca selenyumdan zengin deniz ürünleri, çinko içeren et, karaciğer, süt, ceviz ve magnezyum bakımından zengin badem, muz, kuru baklagiller de sofralarımıza güç katar.
Mevsim meyveleri de bu dönemde adeta birer doğa mucizesidir. Elma, antioksidan vitaminlerin yanı sıra lif içeriğiyle sindirim sistemimizi destekler. Portakal ve mandalina, C vitamini deposu olarak bağışıklığı güçlendirir. Nar, hem lif hem de potasyum, demir ve kalsiyum içeriğiyle vücudun ihtiyacını karşılar. Üstelik narın o kırmızı taneleri, hem sofraya renk katar hem de moralimizi yükseltir.
Sebze bölümünde ise sonbaharın yıldızları sahneye çıkar: Karnabahar, lahana, ıspanak, pırasa, marul ve turp... Bu sebzeler yalnızca vitamin deposu değildir, aynı zamanda vücudun arınmasına da yardımcı olur. Özellikle lahana ve ıspanak, güçlü birer C ve E vitamini kaynağı olarak öne çıkar. Turp ise hem ferahlatıcı etkisiyle hem de yüksek C vitamini içeriğiyle soğuk havalarda doğal bir kalkan gibidir.
Bu dönemde en sık yapılan hata, az hareket ettiğimiz için öğün atlamak ya da çok karbonhidratlı gıdalara yönelmektir. Oysa düzenli ve dengeli beslenmek çok daha önemlidir. Her öğünde protein, sebze ve tam tahıllara yer vermek, kan şekerini dengeler ve ani açlık krizlerini önler. Günde 2–2,5 litre su içmeyi unutmamak gerekir; çünkü havalar serinse bile vücudumuz sıvıya ihtiyaç duyar.
Sonbahar, biraz durma, biraz yenilenme mevsimidir. Bedenimizi bu döneme uyumlu hale getirmek, bağışıklığımızı güçlendirmek için mevsimin sunduğu doğal nimetlerden faydalanmak en doğru yoldur. Unutmayalım, iyi beslenmek yalnızca zayıflamak ya da kilo korumak değildir; kendimizi iyi hissetmenin, sağlıklı kalmanın ve yaşam enerjimizi korumanın en doğal yoludur.
Kısacası, sonbaharın bereketi sofralarımıza yansıdığında, hem vücudumuz hem ruhumuz bu değişime minnettar kalır.